Editörün Yorumu: iPhone 16e ile Geçen Bir Ayın Ardından Sevdiklerim ve Nefret Ettiklerim

Antalya’da eğlence ve oyun alanlarının bulunduğu bir tema parkta tuvaletin mescide dönüştürüldüğü iddiası tepkilere neden oldu. Ailesiyle eğlence alanını gezen bir vatandaşın namaz kılmak için girdiğinde görüntüleyip şikayette bulunması üzerine hareket geçen kaymakamlık, söz konusu özel işletmenin dönüşümü derhal iptal etmesi talimatını verdi.

Kemer ilçesine bağlı Göynük Turizm Merkezi’nde yaz aylarında yerli halk ve turistler tarafından sıkça ziyaret edilen “Dinopark”ta (Tema Park) tuvalet alanının mescide dönüştürülmesi tepkilere neden oldu. Isparta’dan ailesiyle birlikte yarı yıl tatilinde söz konusu işletmeye gelen Şükrü Altuğ, namaz vaktine ibadetini yapmak için mescit aramaya başladı. Vaktin daralmasıyla birlikte Altuğ, kapısında Mescit yazan alana girip namazını kıldı. Altuğ, bir süre sonra alandaki dikkatlice inceleyince kabinler ve tuvalet giderlerini görünce şok oldu. Alanı cep telefonuyla görüntüleyen Altuğ, CİMER’e şikayette bulundu.

Parkta çekilen görüntülerde, daha önce tuvalet olarak kullanılan alanın kapıları ve ayrı bölümleri hala mevcutken, duvarlarda Arapça yazılı motifler yer aldığı görüldü. Ayrıca, bazı tuvalet giderlerinin izleri görünürken, bazıları ise duvar kenarlarına yerleştirilen tahta parçalarıyla kapatıldığı görüldü. Mescit içinde, tuvaletten önce kalma lavaboların ise olduğu gibi durduğu görülüyor. Alanının giriş kapısına “Mescit” yazısının asıldığı da gözlerden kaçmadı.

“İlk başta inanmak istemedim”

Yaşadıklarını anlatan Şükrü Altuğ, ailesiyle birlikte yarı yıl tatili için Isparta’dan Antalya’ya geldiklerini belirterek, “Çocuklarımın rahatça eğlenebileceği bir yer araştırırken, Kemer yolu üzerinde bir mekana gittik. Alan güzeldi, gezdik, dolaştık. Daha sonra namaz vakti geldi ancak vakit dar olduğu için yönlendirme levhalarını fark edemedik. Çalışanlara sorduktan sonra bölgenin en sonunda bir yer bulduk. Kapısında ‘Mescit’ yazıyordu, bu yüzden tereddüt etmeden içeri girdik. Vakit az olduğu için hemen namazıma başladım. Namazımı kıldıktan sonra ailem buranın mescit değil, aslında tuvalet olduğunu söyledi. İlk başta inanmak istemedim. İçeriyi daha dikkatli incelediğimde farklı bölmeler olduğunu fark ettim; soyunma kabinlerine benziyordu ve sonradan mescide çevrilmiş olabileceğini düşündüm. Ancak daha ayrıntılı baktığımda tuvalet giderlerini gördüm ve buranın eskiden mutfak gibi kullanılmış bir alan olduğunu fark ettim” dedi.

“Bu ortamda namaz kılınca içim hiç rahat etmedi”

Gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu da aktaran Altuğ, şunları söyledi:

“Mescitler, Müslümanlar için büyük önem taşır. Allah’a ibadet edilen yerlerdir ve en şerefli mekanlar arasında kabul edilir. Bu nedenle, mescitlere “Allah’ın evi” denir. Böyle bir yerin tuvaletten çevrildiğini görünce büyük bir şok yaşadık ve derin bir üzüntü hissettik. Üstelik bu güne kadar böylesine turistik bir yerde kimsenin bu durumu fark etmemesi ve dile getirmemesi bizi daha da şaşırttı. Olayın hemen ardından CİMER üzerinden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, ertesi gün ise Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrı ayrı şikayette bulundum. Bu, Müslümanlara yapılan büyük bir saygısızlık ve hakarettir. Orada bir mescit olmasaydı bile, ben ceketimi yere serip namazımı kılardım. Ancak bu ortamda namaz kılınca içim hiç rahat etmedi. Allah affetsin, böyle bir yerde kılınan namazın kabul olup olmadığı konusundrmiştim. Aslında şimdiden çok büyük beklentilerimin olmadığını anlamış olabilirsiniz.

Ki öyle de. Yine işim ve ilgi alanım gereği yapay zekâ benim için en önemli konu. Apple Intelligence hâlen yeterli seviyede ve tanıttığı özelliklerle aramızda olmasa da konu Apple olunca bir noktada bunu başaracağından eminim. O yüzden minimum iPhone 15 Pro veya standart iPhone 16 olacaktım. Özellikle de kamerayla gerçekten çok bir işi olmayan biri olduğumu söylemem lazım.

Tam telefonu almayı kararlaştıracağım sıralarda iPhone 16e’ye dair sızıntılar patlak verdi. Başta iPhone SE 4 olacağı söylendi ama inanın isminin hiçbir önemi yok. Tek beklentim Apple Intelligence’ı destekleyecek bir CPU’ya sahip olması ve Plus boyutlarında olmamasıydı. Gel görelim ki Apple maliyeti CPU’dan kısmak yerine kameradan kısarak aslında tam da aradığım telefonu üretmiş oldu. İnanın bunları telefonu övmek için söylemiyorum -ki merak etmeyin birazdan gömeceğim noktalar da olacak- ama hâl böyle olunca iPhone 16e’yi görür görmez sipariş verdim.

İlk deneyimlerim

Aslında beklentilerimi az çok bildiğim için ilk deneyimlerimin nasıl sonuçlanacağını da biliyordum demek isterdim ama hayır. iPhone 16e’nin tanıtılmasının ardından gelen tepkiler o kadar yoğundu ki “Almakla hata mı ettim?” demesem bile içimde zaman zaman kuşku oluşmadı değil.

Şimdi ufaktan problemlere geçeceğim. 120Hz bir telefondan geçtiğim için 60Hz ekran beni beklediğimden daha fazla rahatsız etti. Burada Apple’a kızamayacağım çünkü standart iPhone 16’da bile 60Hz ekran varken iPhone 16e’de daha fazlasını beklemek pek mantıklı değil. Ha “Yıl olmuş 2025, hâlâ 60Hz ekran mı üretilir?” derseniz orası ayrı. Kesinlikle hemfikirim.

Şunu da söylemem gerek. 60Hz ekrana alışmak en fazla birkaç gününüzü alıyor. Bu süreçte 120Hz bir telefon kullanmazsanız gözünüz artık 60Hz’den rahatsız olmuyor. Zaten telefonu iş ve sosyal medya dışında çok aktif kullanmadığımdan benim için bu süreç çok daha kolay geçti.

Bir diğer önemli konu ise malzeme kalitesi. Mevcut başka markaları gömmek gibi bir niyetim yok ama iPhone 16e’ye gelen “Fazlasıya ucuz hissettiriyor.” eleştirileri de çok fazlaydı ama tam aksine iPhone 16e’ye geçtiğimde premium segment bir telefon kullanıyormuş gibi hissettim. Materyal kalitesi gayet yeterliydi. Açıkçası bu eleştirinin arkada tek kamera bulunmasından ötürü estetik bir görünüme sahip olamamasından kaynaklandığını düşünüyorum.

‘Uygun fiyatlı’ bir telefona göre premium bir ekran

Siz hemen kızmadan söyleyeyim, iPhone 16e’nin uygun fiyatlı olmadığında hemfikiriz ama nihayetinde Apple bu telefonu böyle lanse ediyor. Ekran konusunda Apple’ın kötü bir iş çıkarmayacağını biliyordum ve gerek renk kalitesi gerek canlılık olarak fazlasıyla memnun kaldım.

Dinamik ada olmalı mıydı diye sorarsanız… İnanın çentikli ekran tercih edilmesi delicesine takıntılı değilseniz çok da umursayacağınız bir husus değil. Ama asıl umursayacağınız şey telefonu sadece evinizde değil dışarıda da kullanabiliyor olmak.

iPhone 16e’yi dışarıda, özellikle de güneşin tam altında kullanmayı düşünüyorsanız işiniz gerçekten zor. Telefonun parlaklığını en yükseğe çekmeme rağmen güneşin doğrudan ekrana vurduğu senaryolarda ekranı görmek gerçekten güç. Muhtemel kuvvetle bu tip senaryolarda telefon otomatik olarak parlaklığı düşürüyor ama telefonun tepe nit parlaklığının da oldukça düşük olduğunu belirtmem gerek.

Apple Intelligence, iPhone 16e aldırır mı?

Şu an Apple’ın mevcut yapay zekâsını kullanmak için alabileceğiniz en uygun fiyatlı iPhone modeli iPhone 16e. Keza telefon şirketin mevcut en güçlü işlemcilerinden A18’e de sahip (bir adet eksik grafik işlemcisiyle). Telefonu bir editörün gözünden yorumladığımızdan benim için Apple Intelligence bu telefonu alırken karar verme aşamasında yer alan en önemli hususlardandı.

Önce soruyu kısaca cevaplayacağım. Apple Intelligence en iyi hâlinde bile herhangi bir telefonu aldıramaz. Bunu Apple Intelligence’i gömmek için söylemiyorum -ki gömülecek çok tarafı var- çünkü Apple Intelligence ile yapabileceğiniz her şeye artık tamamen ücretsiz bir şekilde erişebileceğiniz çok fazla platform ve araç var. Benim almakta önemli husus olarak değerlendirme nedenim tamamen bu sektörden ekmek yiyor olmam. İyisiyle kötüsüyle neler sunduğunu deneyimlemem gerekiyor.

Apple her ne kadar bırakın iPhone 16e’yi komple iPhone 16 serisini Apple Intelligence özellikleriyle tanıtsa da ne yazık ki hâlâ tanıtılan tüm özelliklere sahip değil, dahası tüm bölgelere açılmış değil. Örneğin Türkiye’de kullanmak için ne yazık ki bölge değiştirmeniz gerekiyor ve Apple ne zaman Türkiye’ye sunacağını da açıklamış değil. Apple Intelligence ile birlikte tanıtılan gelişmiş Siri’den söz etmiyorum bile. Eğer yapay zekâ ile işiniz yoksa inanın iPhone 16e’den önce tercih edebileceğiniz farklı iPhone’lar var.

Birçoğunuz kamerayı merak ediyorsunuz ama…

Yazının başlarında da dediğim gibi kamera gerçekten en az kullandığım şey. Aslında sıklıkla seyahat eden biriyim ama hiçbir zaman kamera ile içli dışlı olamadım. Belki teknik detaylar ve gelişmeler sizi tatmin ediyor olabilir ama ben bir kameranın göstermesi gerektiği şeyi göstermesi dışındaki kabiliyetleriyle inanın gram ilgilenmiyorum.

“O kadar da boomer olamazsın ya!” diyebilirsiniz ama merak etmeyin benim de bu noktada kendimce eleştireceğim bir konu var o da geniş açılı kamera olmaması. Geniş açılı kamera artık hayatımızın her yerinde ve sıradan bir fotoğrafı bile geniş açılı kamera ile çekmeye alıştık. Uygun fiyatlı Android telefonlarda dahi yer verilen bu kameraya iPhone 16e’de özellikle de 2025 yılında çıkan yeni bir telefonda yer verilmemesi beni de üzdü.

Ana kameraya dair inanın ne diyeceğimi bilmiyorum çünkü iPhone 16 Pro kamerasıyla yan yana koysanız ciddi farklar bulamayacağınıza eminim. Ama konu kamera özelliklerine gelince elbette iPhone 16 Pro ‘kameralarıyla’ kıyaslanamaz onda hemfikirim. Kısacası telefonda önceliğiniz kameraysa önce önceliğinizi detaylandırın ardından iPhone 16e alıp almayacağınıza karar verin.

İşte can dostum: Uzun pil ömrü

Herkes gibi ben de telefonların şarjının hızla bitmesinden nefret ediyorum. Konu uzun pil ömrü olduğunda geçmişe kıyasla giderek artan uygulamalar, aynı zamanda arka planda çalışarak fazlasıyla yük oluşturduğundan, işletim sistemleri ve uygulamaların optimizasyonu kadar pillerin kapasitesi büyük önem taşıyor.

Apple resmî olarak iPhone’larda kullandığı pillerin kapasitesini açıklamıyor olsa da iPhone 16e’nin pil kapasitesinin 4.005 mAh olduğu ortaya çıkmıştı. Kıyaslamak gerekirse iPhone 16 ve iPhone 16 Pro’nun pil kapasitesi 3.561 mAh iken iPhone 16 Pro Max’ın pil kapasitesi 4.685 mAh. Yani iPhone 16e mevcut tüm iPhone modelleri arasında pil kapasitesi bakımından en iyi ikinci telefon konumunda.

Teknik detaylara girmeyeceğim deyip yine teknik detaylar vermiş oldum ama günlük deneyimde de bu durumu hissedebiliyorsunuz. İlk bir aylık deneyimimde telefonu gün içerisinde sosyal medya ve iş dışında pek fazla kullanmadım ve iki gün boyunca rahat bir şekilde şarj etmeden kullanabildim. Eğer pil ömrünü önemsiyorsanız iPhone 16e tartışmasız çok iyi bir seçim.

Uzun lafın kısası…

İnanın bu kadar uzatmayı düşünmüyordum ama yazdıkça yazası geliyor insanın. Ki bir telefonda ele alınması gereken bundan çok daha fazla detay var ama benim beklentilerim ve kullanım deneyimim açısından değineceklerim hemen hemen bunlarla sınırlı.

Özetle, iPhone 16e Türkiye şartlarında 30.000 TL bandında bir fiyat etiketine sahip olsaydı alınabilecek en iyi telefonlardan biri diyebilirdim ama bırakın daha ucuz olmasını, çıkalı bir ay geçmeden zamlanarak 50.000 TL bandına yükselmiş durumda.

Bu noktada “Bu fiyata X telefonu alsan çok daha iyi” hesabına girmeyeceğim elbette. Herkesin bütçesi ve beklentileri birbirinden farklı. Bu sebeple en azından iPhone 16e’ye dair kafanızda en ufak bir fikir bile oluşturabildiysek ne mutlu.

Başa dön tuşu