Gurbetçiler sınır kapısında “hızlı geçişten” memnun

Bir süredir önce Avrupa’da sonra da Türkiye’de esen Renault 5 fırtınasından söz etmenin zamanı geldi sanırım. Yani yeni elektrikli Renault 5’den… 1973’lü yıllardan bu yana efsane hale gelen ve şimdi de elektrikliye dönüşerek günümüze, çağımıza ayak uyduran Renault 5’ten…
Avrupa’da hatta dünyada Renault’nun; Revolution yani “devrim” başlığı ile başlattığı bir yol haritasının uzantısı bu… Yani konuya sadece “marka/model  lansmanı olarak bakmak pek doğru değil. Hele hele, sık sık yapılan yorumlarda duyduğumuz, okuduğumuz; “Tanıtım için büyük paralar harcanan elektrikli Renault5’in satışları ne olacak” cümlesi baştan sona “eski kafaları” tanımlıyor. Cehaleti, sığlığı  tanımlıyor…
Hemen gelelim ülkemizdeki Renault 5 üzerinden yapılan marka “yatırımlarına”… Özellikle; tanıtım, reklam, lansman ve etkinlik kelimelerini kullanmadım. Çünkü Revolution’u “Renaulution” felsefesi yapan marka için  bu “bir yatırım” planı. Çünkü hedef “yeni nesil” bir otomotiv şirketine dönüşmek. İşte bu nedenle İstanbul’da 05.05.2025’te Raffles’da yapılan sıradışı  toplantı da, İstanbul’un Renault 5 sarısına  boyanması da, Maslak Carmolog’ta yapılan özel stüdyodaki çekimler,  25. Şampiyonlukla birlikte 5. Yıldıza ulaşan Galatasaray’ın Yenikapıda’ki şampiyonluk gecesine sahneye 5 yıldız plakalı, tepesinde Şampiyonluk kupası olan E-Renault 5 ile çıkması da bu vizyonun, markanın köklü değişiminin bir parçası. Yani bu “reklamı yapalım” 10 tane daha fazla satalım mantığı değil. Yenilenen Austral’in Barselona’daki lansmanında bu konuları kısa da olsa konuştuğum Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş markanın felsefe olarak, zihniyet olarak değiştiğini ve yeni nesil bir müşteri profiline doğru evrildiğini dile getirdi. Bütün bu yatırımın bu nedenlerle yapıldığını söyledi…
Yani; otomotiv sektöründe olup da “muhasebe işlerine bakan” arkadaşlar bu komik duruma düşmemek için artık o eski ve geri kafa zihniyetiyle; “o kadar reklama bakalım ne kadar satacaklar” zihniyetinden kurtulabilirler. Benden tavsiye…
O kafalar için en iyisi; 3-4 ayda bir bıkmadan usanmadan yaptıkları  “Hayaller ve Gerçekler” haberlerini yapmaları. Mesela ilk konuyu ben vereyim; “Hayaller SUV, Gerçekler Şahin”…
*
Gelelim “Kasko Habercilerine”…
Bir süredir yeni bir tür “habercilik” türedi. Türkiye Sigorta Birliği sayfasına bakarak piyasaya çıkmaya hazırlanan bir markanın “olası” fiyatını haber yapmak! Haber yapmak diye yazarken elim geri gidiyor çünkü “bu haber haber” değil de neyse konuyu anlatmak için yazmak zorundayım… Firmalar araçlarını piyasaya sürmeden önce kasko değeri için Türkiye Sigorta Birliği sayfasına sembolik de olsa bir rakam yazmak durumundalar. Örneğin Renault 5 için yazılı olan 1.555.555 TL sizce inandırıcı mı? Ya da haber yapacak kadar ciddiye alınmalı mı? Tıpkı elektrikli Citroen C3 için yazılan gibi… 1.150.000 TL yazılan araç 1.099.000 TL’ye satışa sunuldu. Gazeteci meslektaşlarımızın yaptığı bu haberler ne yazık ki, başka haber sitleri tarafından da kes-yapıştır haberciliği ile tekrarlanıyor. Örneğin webtekno gibi teknoloji sitesi bu tarz spekülatif haberciliğe bayıldığı için daha yüksek etkileşimi ile bunları paylaşıyor.  Yani gazeteci arkadaşlarıma; siz siz olun böyle pek de doğru olmayan haberler yapmayın. Otomotiv okurlarına da; siz siz olun bu haberlere itibar etmeyin… Bekleyin 2 gün kimse bir şey kaybetmez…

*

Dolu Batarya’yı Kimler dolduruyor?
Şimdi az önce;  teknoloji sitesi, yüksek etkileşim falan dedim ya aklıma geldi. Dolu Batarya oluşumundan da söz edeyim. Sitesi ve Youtube kanalı bulunan Dolu Batarya sosyal medyasını da etkin kullanan yeni bir haber kaynağı olarak karşımıza çıktı. Dolu Batarya’yı ve kurucusu Bilal Akgündüz’ü biz otomotiv camiası, medyası “agresif ve saldırgan” haberleriyle tanıdık. Kısaca anımsayalım; “Toyota Türkiye ile  hakaretten mahkemelik olması, BYD’ye  anlamsız yere fiyat suikasti yapması ve saldırganlığı, Nihat Şahsuvaroğlu’na da Ssang Yong Torres EVX modeline ısı pompası vardı yoktu nedenleriyle yine aşırı agresif ve saldırgan yayınlarıyla… Hele hele aylar önce yaptığı testte “bu arabada ısı pompası var ben ikna oldum” dedikten 6 ay sonra  ne olduysa “aydım caydım” diyerek  “ısı pompası yokmuş marka herkesi kandırıyor” demesinden sonra mahkemelik olması gibi… Dolu değil doldurulmuş batarya sanki
 
Kamuoyunun Jet Fadıl olarak tanıdığı Fadıl Akgündüz’ün yeğeni olduğu da söylenen Bilal Akgündüz;  Çince mütercim tercümanlık eğitimi alan ve İstanbul Sabahhattin Zaim Üniversitesi mezunu, Türkiye Gençlik Vakfı TÜGVA’da gönüllü Üniversite Temsilciliği ve İstanbul Üniversiteler Koordinatörlüğü yapan genç girişimci bir arkadaş…  Dolu Batarya’nın 2022 yılında kurulduktan 2 sene sonra yani 2024 yılında Hayat Kimya’nın Finans Bankası Hayat Finans’tan 1 milyon dolarlık yatırım alması dikkat çekmiş. AKP’ye yakınlığı ile bilinen ve bir çok çalışanını Fetöcü iddiasıyla işten çıkartan Hayat Kimya uzun bir süre boykot edilen şirketlerin başında gelmişti. Hayat Finans ise Hayat Kimya’nın dijital bankacılık şirketi.  Şu ana kadar Dolu Batarya dışında hiçbir medya kuruluşuna böylesine milyon dolarlık bir yatırımı söz konusu değil. Hayat Kimya’ya da bunu nedenini merak ettiğim için sordum. Hani araştırmacı gazeteciyim ya Gelen yanıt aynenyor. Allah devletimize zeval vermesin. Sınır kapısında beklemediğim için çok mutluyum. Bulgaristan, Sırbistan, Slovenya ve Hırvatistan’da çok bekledik. Örneğin Bulgaristan’da bir belgeye mühür basacak, iki saat beklettiler.” dedi.

“Ülkemize geldiğimiz için sevinç doluyuz”

Avusturya’nın Başkenti Viyana’dan Niğde’ye giden Cumali Koç da gurbetçilerin Kapıkule’de çok iyi karşılandığını anlattı.

Hem memurların hem de YTB ekiplerinin kendilerine çok iyi davrandığını ifade eden Koç, “Yolculuğumuz uzun ve yorucu geçiyor Bulgaristan tarafında çok bekledik. Kapıkule’de işlemlerimiz ise 10 dakikada tamamlandı. Çok teşekkür ediyoruz.” dedi.

Almanya’dan Zonguldak’a giden Hasan Kaplan ise YTB’nin sınır kapısında çok güzel ve anlamlı bir hizmet sunduğunu ifade etti.

Uzun yolculuğun verdiği yorgunluğun üzerine güler yüzle karşılandıklarını belirten Kaplan, şunları kaydetti:

“Çok güzel, ellerine emeklerine sağlık. Uzun bir yolculuk ve yorgunluktan sonra böyle karşılanmak çok güzel. Ülkemize geldiğimiz için sevinç doluyuz bu karşılamadan sonra daha da sevincimiz arttı. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Geçmiş yıllara göre sınır kapısından geçişimiz de hızlı şekilde oluyor buda bizi memnun ediyor.”

Avusturya’dan Konya’ya giden Şeref Karakuş ise her yıl tatili memleketinde geçirdiğini anlattı.

Yıllardır gurbette vatan hasreti çektiklerini ifade eden Karakuş, “Gurbetçi olmak zor bir duygu ama sınırdan geçince tüm yorgunluk geçiyor. YTB çalışanlarının karşılaması da bizleri çok mutlu etti, çok duygulandık mutluyuz.” diye konuştu.

Başa dön tuşu