Teşkilat 141. Bölümde Kraliçe yakalandı! Altay, Kraliçe’nin karşısında tetiği çekecek mi?

Semalarında martılar uçuşan şehirler denizle ilişkisi olan şehirlerdir. Çünkü martılar çöllerde ve kutupların donmuş kesimlerinde görülmezler. Onlar sürü halinde yaşayan, birlikte avlanan ve birlikte dinlenen kuşlardır. Hatta birbirlerine sataşırlar. Gürültülü oluşları bundandır.

Martıların siluetine en çok yakıştığı şehirlerden biri ide İstanbul’dur. Bence en güzel manzarayı fotoğraflamak isteyen herkes martılara kulak vermeli. Çünkü martların olduğu yerin cazibesi ziyaretçisini çabucak kuşatır.

Bir iskelede yahut deniz motorunda elinizdeki simidin kokusunu alarak etrafınızda dönmeye başlayacak olan martıların birçok çeşidi vardır. İstanbul özelinde en çok ringa ve karabaşlı olandan söz edilir. Aslında ne ringa ne de karabaşlı martı benim için anlam ifade etmezler. Benim ‘Görür müyüm acaba?’ diye martları izlemem hangisinin Jonathan Livingston olduğuyla ilgilidir.

1996 yılında tanıştım Jonathan’la. Üniversiteden henüz mezun olmuştum. İlk işimin kapısından içeri gireli henüz bir ay olmuştu. İşe ve işyerine uyumumu kolaylaştırmak ve mesleki bilgiyle donatılmak için işyerim beni iki hafta sürecek bir oryantasyon eğitimi için şehir dışına gönderdiğinde mevsim kıştı. Eğitimin ilk günü ders göreceğimiz salondaki masaların üzerinde isimlerimizin yazılı olduğu kartlarla birlikte bir kitap olduğunu görmüştüm. Kitabın kapağında, siyah zemin üzerinde koskocaman kanatları olan bir martı vardı.

Resimli ve az sayfalı kitabı görünce; ‘Bu ilkokul kitabını da neden masalara dağıtmışlar ki?’ demiştim kendi kendime. Alıp incelediğimde onun bir kişisel gelişim kitabı olduğunu gördüğüm an hayal kırıklığıyla masaya geri bırakmam bir dakika bile sürmemişti. Şunu belirtmeliyim ki; o zamanlar ben bir kişisel gelişim kitabı okuru değildim. ‘Üç adımda şu, beş adımda bu’ gibi formüllere oldukça uzaktım. Fakat aldığım eğitimin bir gereği olarak okuduğumda gördüm ki Martı Jonathan onlardan biri değildi. Onda başka bir şey vardı. Anonimleşmiş bir şeydi ondaki. Bir arayış öyküsüydü onunki.

Martı ve Yazarı

Martı, Richard Bach’ın en çok satan kitabıdır. Diğer kitaplarının üzerine ‘Martı Jonathan Livingston’un yazarından’ notunu yazdıracak kadar çok satılmıştır. Bu rekortmen kitabın yazarı Bach erken gençlik zamanlarında, lise yıllarında tanışmıştır yazmakla. Okulda A almak için; yazdığı bir makaleyi bir yayın kuruluşunda yayınlatmak ve karşılığında ücret almak ödevini başarıyla yerine getirdiğinde hem o çok istediği notu almış hem de yazarak para kazanabileceğinin farkına varmış.

Lise yıllarındaki bu farkındalığıyla gökyüzünü ve uçakları çok sevdiği için onlar hakkında yazılar yazmaya başlamış. Ancak kazandığının hayatını sürdürmesine yetmediği günlerde; kendisinin röportajlarında psişik bir güçle yazdığını söylediği ve okuduğunuz yazının konusu olan Martı’yı kaleme almış. Sanki önünde bir portal açıldığını ve Jonathan’ı bir tiyatro izler gibi izleyerek kitabı yazdığını söyleyen Bacent/uploads/2025/04/CNS_0432-1024×576.jpg 1024w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-768×432.jpg 768w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-150×84.jpg 150w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-450×253.jpg 450w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-1200×675.jpg 1200w” sizes=”auto” fetchpriority=”low”/>

‘Teşkilat Altay’dan Tuna’ya’ yüz kırk ikinci bölümüyle 04 Mayıs Pazar günü saat 20.00’de TRT 1’de…

Teşkilat 141. Bölümde Kraliçe yakalandı! Altay, Kraliçe’nin karşısında tetiği çekecek mi?

Temel güven, çocuğun dünyayı güvenli ve sevgi dolu bir yer olarak algılamasını sağlayan, erken çocukluk döneminde gelişen bir duygu durumudur. Bu duygu, çocuğun kendine ve çevresine güvenmesini sağlar. Güçlü bir temel güven duygusuna sahip çocuklar, gelecekte karşılaşacakları zorluklarla başa çıkma konusunda daha dirençlidirler ve sağlıklı ilişkiler kurma konusunda daha başarılı olurlar.

Bu güven duygusu, doğumdan itibaren ebeveynlerin çocuğa sunduğu sevgi, şefkat ve ilgiyle gelişir. Özellikle ilk yıllarda, bebeğin temel ihtiyaçlarının düzenli ve sevgi dolu bir şekilde karşılanması, onun dünyaya karşı olumlu bir bakış açısı kazanmasını sağlar.

Temel güven, özellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde, bakım verenlerle kurulan güvenli bağlanma ilişkileri sayesinde gelişir. Bunun için:

  • Sevgi ve şefkat: Bebeğinize sık sık sarılmak, ona sıcak ve sevgi dolu bir şekilde yaklaşmak, onun duygularına değer verdiğinizi göstermek temel güvenin oluşumunda kritik bir rol oynar.
  • Düzenli bakım: Beslenme, uyku, hijyen gibi temel ihtiyaçlarının düzenli ve özenli bir şekilde karşılanması, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar.
  • İstikrarlı ilişkiler: Çocuğun etrafında sürekli değişen insanlar değil, düzenli olarak ilgilenen ve güven veren ebeveynler veya bakım verenler olması gerekir.
  • Etkili iletişim: Bebeklikten itibaren çocuğunuzla konuşmak, onun verdiği tepkilere duyarlı olmak ve göz kontağı kurarak güvenli bir bağ oluşturmak önemlidir.

Çocuğunuzun temel güven duygusunu güçlendirmek için şunlara dikkat edebilirsiniz:

  • Sevgi dolu bir ortam oluşturun: Çocuğunuzun kendini güvende ve sevildiğini hissetmesi için ona sarılın, onunla zaman geçirin ve ona değer verdiğinizi gösterin. Çocukların mutlu ve sağlıklı bireyler olmaları için en önemli etkenlerden biri, sevgi ve güven dolu bir ortamda büyümeleridir. Ebeveynlerin çocuklarına sevgilerini sözlü ve fiziksel olarak göstermesi, onların özgüven gelişimini olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda, güven ortamı sağlamak çocuğun kendini değerli ve güvende hissetmesini sağlar.
  • Tutarlı olun: Çocuklar düzeni ve öngörülebilirliği severler. Belirli rutinler oluşturmak (uyku saatleri, yemek düzeni vb.), onların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur.
  • Duygularını ciddiye alın: Çocuğunuzun korkularını, kaygılarını veya mutluluklarını küçümsemeyin. Onun duygularına duyarlı olmak, güven duygusunu güçlendirir.
  • Bağımsızlığını destekleyin: Çocuğunuzu küçük yaşlardan itibaren kendi başına bazı şeyleri yapmaya teşvik edin. Başarılarını takdir etmek, onun kendine güvenini artıracaktır.
  • Kendi duygusal sağlığınıza dikkat edin: Ebeveyn olarak siz ne kadar dengeli ve mutlu olursanız, çocuğunuz da o kadar güvende hissedecektir.
  • Olumlu davranışlarını teşvik edin: Çocukların olumlu davranışlarını takdir etmek ve ödüllendirmek, onların motivasyonunu artırır. Küçük başarılarını dahi övmek, çocukların kendilerine olan güvenini geliştirir. Ancak ödüllendirmenin maddi unsurlara dayanmasından çok, manevi destek ve teşvik ile yapılması daha kalıcı etkiler yaratır.
  • Sorumluluk bilinci aşılayın: Mutlu bireyler, sorumluluk sahibi olmayı öğrenmiş bireylerdir. Çocuklara yaşlarına uygun sorumluluklar vererek onların bireysel gelişimlerine katkı sağlanabilir. Ev işlerine küçük katkılarda bulunmalarını teşvik etmek, kendi işlerini yapmalarına fırsat tanımak; sorumluluk bilincini geliştirmeye yardımcı olur.
  • Olumsuzluklarla başa çıkmayı öğretin: Hayatta her zaman olumlu durumlarla karşılaşılmaz. Çocuklara problem çözme becerisi kazandırmak ve olumsuz durumlarla nasıl başa çıkacaklarını öğretmek, onların duygusal dayanıklılığını artırır. Zorluklar karşısında pes etmemeyi öğrenen çocuklar, ilerleyen yaşlarında daha mutlu ve başarılı bireyler olabilir.
  • Özgüven ve bağımsızlık kazanmalarına destek olun: Çocukların kendi kararlarını verebilmeleri ve bireysel gelişimlerini sürdürebilmeleri için özgüven kazanmaları önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının kendi başlarına deneme yapmalarına ve hata yaparak öğrenmelerine fırsat tanımalıdır. Bağımsız bireyler olarak yetişen çocuklar, gelecekte daha mutlu ve başarılı olur.
  • Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyin: Mutlu bir yaşamın önemli bir parçası da fiziksel ve zihinsel sağlıktır. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku, çocukların hem bedensel hem de zihinsel gelişimlerine katkıda bulunur. Ayrıca, dijital dünyada geçirilen süreyi sınırlayarak çocukların açık havada zaman geçirmelerini sağlamak, onların mutluluğunu artırır.
  • Model olun: Ebeveynler, çocuklarına doğru davranışları öğretebilmek için önce kendileri örnek olmalıdır. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını model alarak büyürler. Bu yüzden, ebeveynlerin olumlu düşünce yapısına sahip olması, sağlıklı iletişim kurması ve duygusal dengeyi sağlaması; çocukların da benzer özellikler kazanmasına yardımcı olur.

Bazı durumlar çocuğun temel güven duygusunun gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Tutarsız ebeveyn davranışları: Bir günent/uploads/2025/04/CNS_0432-1024×576.jpg 1024w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-768×432.jpg 768w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-150×84.jpg 150w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-450×253.jpg 450w, https://www.diziler.com/wp-content/uploads/2025/04/CNS_0432-1200×675.jpg 1200w” sizes=”auto” fetchpriority=”low”/>

    ‘Teşkilat Altay’dan Tuna’ya’ yüz kırk ikinci bölümüyle 04 Mayıs Pazar günü saat 20.00’de TRT 1’de…

Başa dön tuşu