Türkiye uzayda yeni bir çağ açıyor!

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, son 20 yılda fırlatma maliyetlerindeki düşüşün uzay çalışmalarında yeni bir dönemi başlattığını ve 80’den fazla ülkenin bu alana yatırım yaptığını ifade etti. Afet yönetimi, kamu hizmetleri, ulaşım ve tarım gibi birçok alanda yenilikçi hizmetlerin temelini oluşturan uyduların, ülkeler için önemli bir çalışma alanı olduğunu belirtti. Hızla gelişen teknolojiler, düşen fırlatma maliyetleri ve tek roketle çoklu uydu gönderme imkanları sayesinde uydu sektörünün adeta kabuk değiştirdiğini vurgulayan Kacır, küçük ve mikro uyduların ön plana çıkmasıyla özel sektörün ve girişimcilik ekosistemlerinin de bu alanda daha aktif rol almasının önünü açtığını söyledi.

Yerlilik Oranları Artıyor: TÜRKSAT 6A’dan GÖKTÜRK 2B’ye Başarı Hikayeleri

Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 23 yılda atılan adımlarla Türkiye’nin uydu teknolojilerindeki değişimi fırsata dönüştürecek insan kaynağına ve altyapıya sahip olduğunu kaydetti. BİLSAT ve RASAT uydularından elde edilen deneyimlerin, metre altı çözünürlüklü milli gözlem uydusu İMECE yani GÖKTÜRK 2B ile ileriye taşındığını vurguladı.

Kacır, yüzde 90’ın üzerinde yerlilik oranıyla üretilen ve geçtiğimiz ay Türk Hava Kuvvetleri envanterine giren GÖKTÜRK 2B uydusuyla dünyanın hiçbir noktasından kısıtlama olmadan görüntü alınabildiğini belirtti. Alçak irtifa yörüngedeki gözlem uydularının ardından yer sabit yörüngede görev yapan haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A ile kabiliyetlerin bir üst lige çıktığını ifade etti. TÜRKSAT 6A’da yüzde 80’in üzerinde yerlilik seviyesine ulaşıldığını ve kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olunduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin stratejik ihtiyaçları doğrultusunda yeni atılımlara devam edildiğini belirten Kacır, yüksek hızlı veri iletimi ve esnek kapsama özelliklerine sahip TÜRKSAT 7A uydusunun çalışmalarına başlandığını, bu uyduda da en üst düzeyde yerlilik oranına ulaşmayı ve milli sistemlerin kullanımının sürekliliğini sağlamayı hedeflediklerini bildirdi. Ayrıca, yeni nesil takım uydular İMECE-2 ve İMECE-3 ile uzaydan yüksek çözünürlüklü gözlem kabiliyetlerinin daha da ileri taşınacağını ekledi.

“Milli Uydu Şirketi” Yolda: Küresel Pazarda İddialı Konumlanma

Bakan Kacır, yakın yörünge uydularının üretiminde özel sektörün kabiliyet havuzunu genişletecek ve uydu ekosistemine yeni oyuncular kazandıracak “Rekabet İşbirliği Programı Uydu Geliştirme Çağrısı”nın yoğun ilgi gördüğünü belirtti.

Uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında birleştirecek “milli uydu şirketi”nin kuruluş çalışmalarında son aşamalara gelindiğini müjdeleyen Kacır, “Mühendislik kabiliyetleri, insan kaynağı ve altyapısıyla küresel rekabet gücüne sahip olacak şirketimizle, halihazırda gözlem uydularının elektro-optik kamera gibi yüksek katma değerli ekipmanlarındaki ihracat kabiliyetimizi sistem bazında derinleştireceğiz. Türkiye’yi, küresel uydu pazarının önde gelen oyuncuları arasına taşıyacağız,” dedi.

Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ile sürdürülen Milli Uzay Programı doğrultusunda AR-GE ve üretim kabiliyetlerinin “Ay Misyonu”nda değerlendirileceğini açıklayan Kacır, milli itki sistemine sahip uzay aracıyla Ay’a erişileceğini vurguladı. Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sisteminin gerçekleştirilerek teknolojik bağımsızlığın tahkim edileceğini, Ankara’da yeni uzay girişimlerinin filizleneceği uzay teknoparkının açılacağını ve uzaya bağımsız erişimi teminat altına alacak bir uzay limanının kurulacağını sözlerine ekledi.

“Türkiye, Uzayda Söz Sahibi Bir Ülke Olacak”

Bakan Kacır, teknolojik yetkinlik yarışının jeopolitik bir mücadeleye, bir “teknoloji savaşına” dönüştüğüne dikkat çekerek, teknoloji ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayamayan ülkelerin ayakta kalamayacağı bir döneme girildiğini belirtti. Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda savunma sanayisinde gerçekleştirdiği atılımlarla sahada oyun kuran, masada söz sahibi bir ülke konumunda olduğunu ifade etti.

Kacır, “Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz yeni hamlelerle, hiçbir ülkenin Türkiye’ye karşı en ufak bir saldırı düşüncesini aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine ulaşacağız. Dünyanın kara, deniz ve hava kuvvetlerinden sonra uzay kuvvetlerini konuştuğu bir dönemde, uzayda varlığımızı ve izimizi milli ve özgün teknolojilerle kalıcı hale getirmek, egemenlik haklarımızı uzayda da korumak ülkemizin istiklali ve istikbali açısından öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor,” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKSAT 7A, İMECE, GÖKTÜRK-3 gibi yeni uydu projelerinin, Türkiye’nin uzay alanında AR-GE ve mühendislik kabiliyetlerinin daha ileri taşınması için tarihi bir fırsat olduğunu belirten Bakan Kacır, uluslararası işbirliklerine açık olduklarını ancak mutlaka teknoloji geliştirme ve üretimde etkin rol almanın öncelikleri olduğunu vurguladı.

Başa dön tuşu
Haber Yazıyor