Yerli Tarihi Bilimkurgu Filmi “Tehlikeli Bölge” Ekibi Filmi Beyazperde’ye Anlattı

Gizem Ertürk, bilimkurgu ile tarihi içine alan filmin yaratıcı ekibiyle bir araya geldi.
Senaristliğini ve yönetmenliğini Ramazan Ekmekçi’nin, yapımcılığını Serkan Semiz’in üstlendiği, müziklerini ise Çikolata Müzik Fabrikası’ndan Övünç Dan ve Suat Yılmaz’ın birlikte yaptığı yaptığı “Tehlikeli Bölge”, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik dönemlerinden birine bilim kurgu öğelerini ekleyerek sinema salonlarına geliyor. Büyük Taarruz’a üç gün kala Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği gizli bir görev için yola çıkan bir grup askerin, bilinmeyen varlıklara karşı da bir savaşın içine düşmesini konu alan filmin yaratıcı ekibiyle bir araya geldik.
Gizem Ertürk: Öncelikle sizi biraz daha yakından tanıyalım. Sinema tutkunuzun kökeni nedir, bu yola girme kararınız nasıl şekillendi?
Ramazan Ekmekçi: Çocuk yaşlarda bilimkurgu filmleri izleyip, evimizin bahçesinde izlediğim dünyaları çamurdan yapıyordum. Çocukken içimde var olan motivasyon hiç dinmedi ve bugüne kadar sürdü.
“Tehlikeli Bölge” fikri gerçekten sıra dışı: Kurtuluş Savaşı günlerinde bir grup askerin uzaylı tehdidiyle yüzleşmesi. Bu fikir nasıl doğdu, ilk çıkış noktası neydi?
R.E: Ben genel olarak dönem bilimkurgularını çok seviyorum. Dönemin teknolojisi ile bilimkurgu bir araya geldiğinde ortaya güzel bir kontrast çıkıyor. 2025 yılında bir uzaylı görsek bu bizim için çok şaşırtıcı olmazdı ama 1922’de plastik basit bir hesap makinası bile insanları çok şaşırtırdı. Dönem olunca çaresizlik hissi ve insanların tepkileri daha çarpıcı oluyor. Kurtuluş savaşı dönem olarak 1. Dünya Savaşı teknolojisine sahip olunan ve ülkemizin önemli dönüm noktalarından biriydi. Sanatsal tercihin dışında prodüksiyon şartlarını da düşünülerek alınmış bir karardı benim için.
Filmde farklı kökenlerden askerlerin — Türk, Kürt, Makedon vb. — aynı amaç uğruna birleştiğini görüyoruz. Bu yaklaşımı özellikle neden vurgulamak istediniz?
Ben her şeyin bir mesaj için yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Bu dönem için tarihsel bir gerçeklik. Askerliğimi Diyarbakır’da uzun dönem olarak yaptım. Askerlik yaptığım birliğin de kozmopolit yapısı filmden çok farklı değildi. Mesela Makedon kökenli Hasan onbaşı ölen bebeği için balkan ninnisi okurken, Arnavutluk kökenli Zaim Çavuş tüm ailesini kaybetse de Anadolu’ya gelip Kurtuluş savaşında mücadele ediyor. Kürt karakterlerden biri hiç Türkçe konuşamıyor. O dönem için bu durum daha olası aslında. Vakkas karakterini oynayan kıymetli dostum Abdurrahim Demir, aslında normal hayatında inşaat ustası. Bu senaryo ilk ortaya çıktığında düşündüğüm ilk kişilerdendi ve eğer karakteri sadece Kürtçe konuşursa onun daha iyi oyun verebileceğini biliyordum.
Beyazperde
Türler arası bir deneme yapıyorsunuz. Bilim kurgu ve tarihî dramayı buluşturmak kolay değil. Bu denemeye gelen olumlu/olumsuz yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence bilimkurgu, fantastik ya da bazı polisiye işlerde en büyük sorunumuz yerelleştirme. Yani hikayenin tam olarak bize ait olmaması. Benim için en büyük zorluk işi inandırıcı kılmaktı. Mesela bugüne kadar onlarca Kurtuluş Savaşı ile ilgili film, dizi ve belgesel çekildi. Bunlardan hiçbirinde askerlerimizin yoğunlukla kullandığı tüfekçiyef el bombası kullanılmamıştır diye düşünüyorum, çünkü hiçbir sanat deposunda bunu bulamadık. Sanat yönetmenimiz bizim film için imal etti. Gerçekliğin her boyutuna dikkat ettim. Benim hayalim genel izleyiciyi de bizden çıkan bilimkurgulara biraz alıştırmak. Daha fazla insanın bu tür yapımlar izlemesi büyük yapımcıları ve sermayeyi de bilimkurgulara ve farklı filmlere yöneltecektir. Eleştirilere dikkat ediyorum. Sevmeyenler var bunu da anlıyorum. Fakat fragman yerine filmi izleyip, bir şans verip sonrasında eleştirilmesini tercih ederim.
Referans aldığınız yönetmenler, filmler ya da romanlar var mı?
Konsept olarak en büyük ilhamı ilk izlediğim andan itibaren Love Death and Robots serisinin en iyi bölümü olan “Secret War”dan aldım. Onun dışında izleyicinin de fark ettiği Predator referansları var. Ben açıkçası bu iki yapımla anıldığımız için mutluyum.